YARDIMA İHTİYACIM OLABİLİR!

Konuşmak, bir şeyler paylaşmak insana özgü bir özelliktir ve insanın doğası gereği hayatta her daim diğer kişilerle ilişkiler içinde yaşayıp bir şeyler paylaşmak zorunda kalırız. Tam da bu noktada meslekten bahsedecek olursak da psikologlar aklımıza gelen ilk kişilerdir. Öncelikle psikologların neler yaptığına kısaca bir göz atalım.

Psikologlar, bilimsel yöntemlerle kişilerden bilgi toplar, toplanan bilgileri analiz eder, değerlendirir ve analizin ardından kişilere çözümler üretir. Çok rastlanan bir durumdur ki, kişiler psikologlarla görüşsem ne olacak sanki de, gider arkadaşıma anlatırım diye düşünürler. Öğüt verecek, anlattıklarımdan sorumlu tutacak gibi endişelerle konuşma ihtiyacı duymayabilirler. Ya da kişilerde zaman zaman fark edilen diğer bir nokta da, psikoloğa karşı güven problemi yaşanmasıdır. Anlatılanların bir başkasına anlatılacağı, sır olarak kalmayacağı hissi kişileri psikologlara gitmeyi zorlar hale getirmektedir. Oysaki bilinmesi gerekir ki; biz psikologlar anlattığınız her şeyi yargılamadan, kınamadan, eleştirmeden, alay etmeden dinleriz. Çünkü hayatta herkesin her konuda seçim hakkı vardır; özgür hür iradesi, bakış açısı, davranışları, tutumları vardır ve bizler bunlara her konuda saygı duyarız. Psikologlara gittiğinizde sizleri dinlemesinin yanı sıra; size ve çevrenize sorun olan durumları tek tek değerlendirecek kişiye en uygun çözümü karşılıklı güven ilişkisi çerçevesinde bulmaya çalışacaktır. Psikoloğa gitmek, nezle oldunuz diye doktora gitmekten farklı bir durum değildir. Farkında olduğumuz ya da olmadığımız sorunlarımız olabilir, ancak anlatmaktan kaçınmak sorunun üstünü ört bas etmekten başka bir şey değildir. Bilmemiz gereken şey; öncelikle biz yani kendimiz önemli ve değerliyizdir, psikologlara gitmek bir ayıp değil, kişinin kendine yaptığı en büyük iyiliktir.