Uzman Psikolog Büşra Dumanlı

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUĞU

Uzman Psikolog Büşra Dumanlı

Davranış problemleri bireyin kendisine ve ya karşısındaki kişiye sorun olabilecek durumlardır. Bu yaşlarda görülen problemlerin neredeyse yarısı ergenlik döneminde ya da ileriki yaşamlarında da devam etmekte ve bir çoğunda da kalıcı hal almaktadır. Okul öncesi eğitim kurumlarında gözlenen davranış problemleri, öğretmenlerin sınıf aktivitelerini gerçekleştirmesinde olumsuz etki yarattığı gibi, çocukta da arkadaşları tarafından dışlanma aynı zamanda da çocuğun öğrenimini de ne yazık ki olumsuz etkileyen başlıca sorunlardan birisidir. Çocukta problem olarak nitelendirilen belirtiler, çocuğun gelişim dönemi ve belirtilerin hangi sıklık ve şiddette olduğunun dikkatle incelenmesi sonucunda problem olarak tanımlanmalıdır. Dış baskılara bağlı olarak ortaya çıkan ve bir süre sonra yok olan belirtiler sürekli olmadığından problem olarak nitelendirilemez. Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel sebeplere bağlı olarak, iç çatışmalarını davranışlara aktarması sonucunda ortaya çıkmaktadır. İçe kapanıklık, hiperaktivite, iştahsızlık, alt ıslatma, hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan söyleme, çalma davranışı, küfür gibi davranışlar davranış bozukluklarına girmektedir. 

DAVRANIŞ BOZUKLUĞUNUN ÖLÇÜTLERİ

Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini bilmek gerekir. Örneğin; 2 yaş çocuğu negativist, hareketlidir ve istenilen şeyi yapmaz. Bu yaşlarda çocuk özerk bir birey olduğunu öğrenir, kendisi istemeyince altının değişmesini dahi istemediği gibi, öpülmeyi dahi reddedebilir. 3-5 yaş çocuğu dikkat çekmek ister. Hayal dünyası çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatabilir, henüz yalan ile yalan olmayanı ayırt edemediği için bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmez. 11-14 yaş arasındaki çocukların yalan söyleme davranışı normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir ve problemdir. 

Diğer bir ölçüt ise yoğunluktur. Örneğin; 5 yaşındaki çocukta öfke ve huysuzluk doğal iken, bu davranış bir başkasına zarar verme şekline dönüşürse davranış bozukluğu kategorisine girmektedir.

Ve son ölçüt ise, sürekliliktir. Yani çocuğun bu davranışı sadece okulda veya sadece evde veya belirli kişilerin ya da durumlarda yapmak yerine her zaman sürekli bir halde yapmaya devam etmesi durumunda bozukluk sayılabilmektedir. Çocuklarımız elbette ki kıymetlimizdir, geleceğimizdir. Ancak ebeveyn olarak onları ne kadar doğru değerlendirebilir ve doğru yönlendirebilir isek, topluma kazandıracağımız bireylerin tohumlarını da atmış oluruz. 

Yazarın Diğer Yazıları