Uzman Psikolog Büşra Dumanlı

ÇOCUĞUM HİÇ SÖZÜMÜ DİNLEMİYOR, SÜREKLİ KARŞI GELİYOR !

Uzman Psikolog Büşra Dumanlı

Belki sizin belki de etrafınızda bir yakınınızın size ‘bizim sözümüzü hiç dinlemiyor, bizi hiç dikkate almıyor diye söylenmiş olabilir veya size söylenmiştir.  Bu şekilde hep hayır diye inatlaşan, ne söylense tersini yapan çocuklara toplumumuzda halk arasında huysuz, inatçı diye söylense de tıp dilinde karşıt olma, karşı gelme bozukluğu olarak adlandırılır. Çocukların yetişkinlere karşı bağırarak tepki vermesi, her şeye hayır demesi davranım bozukluğu olabileceğini gösterir. Genellikle davranım bozukluğu ve yıkıcı bozukluklar kategorisinde yer alarak, fiziksel şiddet içermeyen ve başkalarının haklarını önemli ölçüde ihlal yapılmadığı fakat genel olarak uyumsuz, dik başlı, isteksiz tavırlar sergileyen bir bozukluktur. Bu bozukluğa sahip kişiler, karşısındaki kişilerin bu davranışları hak ettiği için yaptığını düşünür ve savunur. Bu davranışların nedenlerine gelecek olursak; ailenin ilgisizliği, aile içi iletişimin zayıflığı, aile bireylerinde yaşanan psikolojik rahatsızlıkların var oluşu, aile içi şiddet, çocuğun ihmal edilişi, aşırı baskıcı tutumlar, çocuk istismarı ve çocukta nörobiyolojik hormonal değişimlerin bunlara sebebiyet verdiğini yapılan araştırmalar sonucu görmekteyiz. Bu sebeple aile ve çocuk veya ergen arasındaki ilişki oldukça kritiktir. Karşıt olma karşı gelme bozukluğunun varlığını tespit edebilmek için; çocuğun sık sık huysuzlanma ve öfkelenmesi, aile büyüklerinden gelen kuralları ve istekleri reddetmesi, alıngan olması, kasıtlı olarak çevresindekileri kızdıracak davranışlarda bulunması, olumsuz bu tarz davranışlarıyla ilgili sürekli olarak başkalarını suçlaması ve intikam alma isteğinin var olması diyebiliriz. Ve bu kriterlerin en az 6 ay süreyle çocuk veya ergende var olması gerekmektedir. Araştırmalara göre, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda bu bozukluğun olma ihtimali daha yüksek bulunmuştur. Çocuğunuz sizinle inatlaşıyor diyelim, yapmanız gereken ilk olarak çocuğu görmezden gelmeniz ve dikkatini başka yöne vermesini sağlamaktır. Ayrıca çocuğa kızmak, öfkenmek, ceza vermek çocuğun davranışlarını düzeltmesine fayda sağlamayacaktır tam tersi aranızdaki güvenli bağın zayıflamasına yol açacağı için gayet sakin, anlayışlı ve olumlu şekilde çocukla konuşmanız çocukla güç çatışması içinde olmayarak çocuğu desteklediğiniz ve problemlere çözüm yolu bulabilmek adına adım attığınızın bir göstergesi olacaktır. Unutulmaması gereken şeylerden biri; çocuktaki bu bozukluğun her ne kadar farklı sebebi olursa olsun en büyük etkenlerinden birisi de ailenin çocuğa karşı yanlış tutumudur. Çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun çocuk veya ergen fark etmeksizin onlara karşı eleştirel ve yargılayıcı tutum sergilemek yerine, olumlu, çocuğun kendini değerli ve önemli hissetmesini sağlayarak ve elbette ki onunla ilgilenerek, yeterli gelmediği noktada ise uzmanlardan yardım alarak bu bozukluk aşılabilmektedir.


 

Yazarın Diğer Yazıları