Sendikacılık Anlayışı Eğitim Gücü Sen İle Değişiyor

Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası Manisa İl Sekreteri Zülfiye Bal, Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikasının iki yıl önce kurulmasına rağmen önemli çalışmalara imza attığını açıkladı. Bal 'Daha önce gündeme getirilemeyen birçok sorunu kamuoyunun gündemine taşımış, üyeleri için açtığı davalarla emsal kararlar alınmasını sağlamış, sahada sendikacılık anlayışıyla her zaman üyesinin yanında olmuştur' dedi.

Sendikacılık Anlayışı Eğitim Gücü Sen İle Değişiyor

Zülfiye Bal açıklamasında,  “Sendikalar çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak ve sorunlarını çözmek için kurulan, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir. Günümüz anlamındaki sendikalaşma bilindiği gibi Sanayi Devrimi'nin başladığı İngiltere'de ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi öncesi "kalfa birlikleri" adıyla kurulan ve yasadışı görüldüğü için yeraltı statüsünde faaliyet gösteren sendikalar, ustaların egemenliğine, düşük ücrete, çalışma saatleri ve şartlarına karşı mücadele etmiştir. İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkeler kalfa birliklerini tanımamış, yapılan kanunlarla bu birlikler yasadışı ilan edilmiş, grev, eylem gibi faaliyetleri sert şekilde cezalandırmışlardır. Ancak artan örgütlü mücadele sonrasında 1824'te İngiltere'de bu kanunların iptal edilmesi ile birlikte sendikacılık yasal statüye kavuşmuştur. Bunun yanında tarihe bakıldığında ilk sendikalaşma diyebileceğimiz örgütlenme ise Manisa-Salihli'de bulunan Sardes'te karşımıza çıkmaktadır. Sardes'te yapılan kazılarda bulunan bir taşın üzerinde yazan bilgilerden inşaat işçilerinin faaliyetlerine karşı işverenlerin örgütlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Anadolu'da meslek örgütlenmesi anlamında en önemli örnekler Ahilik Teşkilatı ve Loncalar'dır.  Bu yönden baktığımızda sendikalaşmanın beşiği olarak İngiltere'nin kabul edilmesinin yanında Anadolu kültüründe de örgütlenmenin tarihi çok eskilere dayanmaktadır.  Tarih boyunca kurulan sendikalar ve meslek örgütleri siyasi partilerle genellikle organik bağ içerisinde olmuş, işçilerin oy hakkı elde etmesiyle birlikte siyasi partiler sendikalara özel bir önem göstermeye başlamışlardır. Hatta bazı ülkelerde sendikalar kendi siyasi partilerini de kurmuşlardır. Siyasetten kopamayan bu siyasi yaklaşım emeğin karşılığının alınmasının ve çalışanların haklarının korunmasının önüne set çekmiştir Sendikanın tanımı ve tarihsel gelişimine baktığımızda sendikacılık adına çalışanların özlük ve ekonomik haklarını önceliği haline getiren herhangi bir siyasi ideoloji, dini felsefeye dayanmayan ve bir üst akıl tarafından yönlendirilmeyen sendikacılık anlayışıyla hareket eden Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası, sendikacılığa yeni bir bakış açısı getirmiştir. Siyaset üstü bir tutumla yoluna devam eden Eğitim Gücü Sendikası bir anlamda eğitim çalışanlarının Kurtuluş Savaşı'nın ilk kıvılcımını yakmıştır. Sendikamız Anadolu'daki örgütlenme kültürünü ileriye taşıma ve siyasi erk ile bağ kurarak çalışanlar aleyhine çıkar elde etme anlayışını değiştirme azmiyle yola çıkmış ve 2 yıl önce kurulmasına rağmen Türkiye'de sendikacılığı olması gereken yere taşımak için mücadele etmektedir. Bu kısa sürede daha önce gündeme getirilemeyen birçok sorunu kamuoyunun gündemine taşımış, üyeleri için açtığı davalarla emsal kararlar alınmasını sağlamış, sahada sendikacılık anlayışıyla her zaman üyesinin yanında olmuştur” dedi.