İLKAY ŞİMŞEK: MİLLİ BİRLİĞİMİZİ KORUYACAK YÖNETİCİLERE İHTİYACIMIZ VAR
DYP GİK Üyesi İlkay Şimşek, ülkenin ve milletin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü koruyacak, yargının üstünlüğünü ve sosyal adaleti sağlayacak bir iktidara ve yöneticilere ihtiyacı var' dedi.
Doğru Yol Partisi (DYP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi, Anadolu Düşünce ve Strateji Merkezi Temsilcisi İlkay Şimşek, amacı muhalefetsiz bir toplum yaratıp, yandaşlarının çıkarlarını milletin makûl istek ve beklentilerinin üstünde görmek olan bir iktidara verilen desteğin çekilmesini isteyerek, "Ülkemizin ve milletimizin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü koruyacak, yargının üstünlüğünü ve sosyal adaleti sağlayacak bir iktidara ve yöneticilere ihtiyacı var" dedi. İlkay Şimşek gündeme dair açıklamasında şunları söyledi: "Ülkeyi yönetenlerin geçmişimizi, tarihimizi, dış ilişkilerimizi, iç meselelerimizi çok iyi bilmesi, istikrarlı olması, varolan sorunları anında tespit edip, ivedilikle çözüm bulması gerekir. Başka bir anlatımla bizi yönetenlerin ne yaptıklarını ve yapacaklarını bilmesi gerekir, söylemlerinin ve eylemlerinin birbirini tutması gerekir. Her gün söylemleri ve eylemleri değişen, dün ak dediğine bugün kara diyen ve bu durumu normalleştirmeye çalışan yönetenlerden bunu beklemek doğru olmaz. Ülkemizi ve milletimizi içine düştüğü durumdan ancak sorunları bilen, çözüm üreten, adaleti eşit dağıtan, dürüst, namuslu ve aydın siyasetçileri TBMM'ye sokarak kurtarabiliriz. Diğer yanda bazı grupların ve çevrelerin iktidar sahiplerinin hırslarına, baskılarına, adaletsizliğine, alın terini heba etmesine izin vermemesi gerekir. Bu çevreler yoksulluğu görmezden gelen, açlığa çare bulamayan, kendinden olmayanları dışlayan, adaleti eşit dağıtamayan yöneticilerden desteğini çekmelidir."
İKTİDAR ARTIK VURDUMDUYMAZ OLMUŞTUR
DYP GİK Üyesi İlkay Şimşek iktidarın artık millette ve dertlerine karşı vurdumduymaz hale geldiğini, mutlu azınlığa ise büyük ayrıcalıklar tanıdığını ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü: "İktidar yöneticileri açlık sınırı altında kalmış maaşları millete reva görüyor, yeterlimiş gibi hayırlı olsun diyor, emekliye bin lira bayram ikramiyesi artışı yapıyor, daha ne olması gerekiyordu diyor, ama vergilere zam yapılacağı zaman yüzde 44 oranında, 2024 yılının enflasyon oranı üzerinden zam yapıyor, yani bunun manası şu; kendi alacaklarına geldiği zaman yüzde 44 artış, ama milletin alacağına geldiği zaman yüzde 21 artış yapıyor, daha da üzücü olan mutlu azınlığın, fabrikatörlerin, patronların milyarlarca lira vergi borcunu bir kalemde siliyor. İktidar ve ortaklarının artık milletten korkusu, çekincesi kalmamıştır, 'önce millet' anlayışına sahip olmadıkları, çalışanları değil patronları düşündükleri ortadadır, öncelikleri ezilenler değil, imtiyazlılardır. Bu iktidar adil yönetim anlayışından kopmuştur, paylaşımda adalet ilkesinden sapmıştır, haksız yere zenginleşenler, fırsatçılar, zamcılar artmıştır, piyasa kontrolünü kaybetmiştir. Ülkede belli bir grup adeta ikinci Lale Devri'ni yaşarken, çoğunluğu oluşturan emekçiler, emekliler, küçük esnaflar, çiftçiler, işsizler zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermektedir."
MANİPÜLASYONLARA İZİN VERMEMELİYİZ
DYP GİK Üyesi İlkay Şimşek son dönemde yaşanan sokak olaylarına da değinerek açıklamasını şöyle sonlandırdı: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası sokakta hak aramayı, meydanlarda protestolar düzenlemeyi, yürüyüşler yapmayı güvence altına almıştır, bu meşru bir haktır, ancak demokratik bir toplumsal tepkiyi amacından saptırarak provake etme girişimlerine karşı her zamankinden daha dikkatli olmalı ve bu tür manipülasyonlara izin vermemeliyiz. Adalet arayışı sadece bir hak mücadelesi değil, aynı zamanda insanın vicdanıyla ve ahlakıyla verdiği bir sınavdır. O nedenle toplumun inançlarına ve manevi değerlerine yapılan saygısızlıkların da karşısındayız. Örneğin, istenmeyen kargaşa durumlarında camiye sığınmak normal ve anlaşılabilir bir durumdur, ama kabirlere, cami duvarlarına zarar vermek, cami avlusunu ya da bahçesini kirletmek, çöp atmak asla savunulamaz, yine aynı şekilde işyerlerine, parklara, ağaç ve bitkilere zarar vermek de savunulamaz, hele polisimizin göstericilere ve öğrencilere, onların da polisimize karşı şiddet uygulamaya yeltenmesine asla razı olamayız. Biz polisi, öğrencisi, erkeği, kadını, genci, yaşlısı ile millet olarak demokratik hak ve eylemlerimizi hukukun ve yasaların çizdiği ölçüde hayata geçirebilecek medeniyete ulaşmış bir toplumuz, haklarımızı da bize yakışır eylemlerle birlik ve beraberlik içerisinde talep etmeliyiz."