Hayvancılıkta Yem Krizi

Yem satışlarının geçen yıla göre azaldığını dile getiren esnaf müşterilerinin ya hayvancılığı bıraktıklarından ya da ayvan sayısını azalttıklarından bahsettiler.

Yem fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle yem satışlarında düşüş yaşandığı sık sık dile getirildiğine dikkat çeken Bakırlıoğlu konuyu araştırmak için Manisa bölgesinde hayvancılığın yoğun yapıldığı Salihli ilçesinde zahireciler sitesi esnafını ziyaret ederek konu hakkında bilgi aldığını aktardı.

CHP salihli ilçe Başkanı ile birlikte yaptığı ziyarette yem satıcıları, fiyatların artması ile birlikte yem satışlarının geçen yıla göre düştüğünden bahsederek yem satışları yüzde 30-35 azaldığını, hayvan yetiştiricilerinin zor durumda kaldıklarından bunun da yem satışlarını etkilediğini ve kurban bayramından sonra satışların durduğunu, yem maliyetini karşılayamayan üretici süt hayvanlarını, dişi düvelerini kestiklerini dile getirdiler.

Hayvancılık yapanlar para kazanamadığı için hayvanının kesime gönderiyor, hayvan sayısını azaltıyor bu durumda yem satışları da düşüyor.

Müşterilerinden hayvancılığı bırakanlar olduğunu belirten bir esnaf yem satışlarının düştüğünü belirten bir esnaf daha önceki yıllarda aylık 1200 ton yem satarken şimdi 300 ton yem sattıklarını söylüyor.

Başka bir sorun ise yem maliyetini düşürmek için hayvana verilen fenni yem miktarını azaltarak daha ucuz olan saman kuru ot gibi kaba yemlere yüklenmeleri.

Bir torba yem 350 – 400 liraya çıkmış durumda.

Milletvekili Bakırlıoğlu yem satışı yapan bir esnafa işler nasıl diye sorduğunda, diğer dükkanları da göstererek göründüğü gibi çarşıda bir tane insan yok dedi.

Hayvancılıkta en önemli maliyetin yem olduğunu hatırlatan CHP’i Bakılrıoğlu Yaptığı açıklamada;

Hayvancılık kısır döngü içerisinde. Yem fiyatları artınca, üreticinin ürettiği sütün fiyatı artıyor. Çiğ sütün fiyatının artması demek, marketteki süt ve süt ürünlerinin fiyatının artması demek. Bu durum tüketicinin zararına 

Çiğ süt para etmeyince bu sefer üretici para kazanamıyor, süt hayvanları kesime gidiyor. Bu seferde üretim talebi karşılamadığı zaman marketteki fiyatlar yine artıyor tüketici yine mağdur oluyor.

Sütün fiyatını belirleyen en önemli kriter “süt  / yem paritesi”

Yani bir litre süt parasıyla alınabilecek yem miktarı.

2020 yılında çiğ süt/ yem paritesi 1,35 iken, bugün 1’in altında

Üretici sattığı bir litre süt parasıyla bir kilo yem alamıyor.

Oysa uzmanlar sürdürülebilir bir hayvancılık için süt/yem paritesinin 1,5 olması gerektiğini söylüyorlar. 

Bir başka sorunda süt fiyatı arttıkça çiğ süte verilen desteklemenin azalması.

Ulusal Süt Konseyinin tavsiye ettiği çiğ süt fiyatı 7,5 lira. Bir litre süte verilen destek 20 kuruş.

Çiğ süt fiyatı 5.70 iken destekleme 1 liraydı.

Destekleme azalınca aradaki fark direk üreticinin cebinden çıkıyor. Bu yüzden süte gelen zam doğrudan raf fiyatlarına yansıdığı için tüketicinin de cebinden çıkıyor ifadelerine yer verdi.

Aslında hem üretici hem de tüketici zararlı diyen Bakırlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü. Yanlış hayvancılık politikaları yüzünden hayvancılığımız krize girmek üzere.

İstatistiklerde et ve süt üretimi artmış görünüyor ama salihli zahireciler çarşısında durum çok farkı. Hayvancılık sektöründe iş yapanlar kötü gidişatı birebir yaşıyorlar. Ve artık gerçekleri dillendirmekten çekinmiyorlar. 

Bitti denilen ithalat kapıları yeniden açıldı. 150 bin baş besilik dana ithalatına izin verildi.

Bakanlığın istatistiklerine göre büyükbaş hayvan sayısı 18 milyon, küçükbaş hayvan sayısı 57,5 milyon olarak görünüyor.

En son hayvan sayımı genel tarım sayımı ile birlikte 2001 yılında yapılmış. Açıklanan hayvan varlığının, et ve süt üretim miktarlarının doğruluğu tartışma konusu. Bunu sadece biz değil bilim insanları da söylüyor.

Öncelikle derhal ülke genelinde bir hayvan sayımı yapılmalı gerçek rakamlar ortaya çıktıktan sonra hayvancılık politikası oluşturulmalıdır. Gerçeklerle yüzleşmeden atılan her adım hayvancılığa daha fazla zarar vermektedir.

Yapılması gerekenler ise üreticinin maliyetini düşürmek için hayvancılığın daha fazla desteklenmesi.