Göğüs hastalıklarında EBUS devrimi
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Erdal İn, Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS) hakkında önemli bilgiler verdi. İn, 'EBUS teknolojisiyle bronşların arkasındaki yapıları görme şansımız oluyor. Böylece görülür olmayan bronşların arkasındaki lezyonlardan biyopsi alabiliyoruz.' dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Erdal İn, Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS) hakkında önemli bilgiler verdi. İn, “EBUS teknolojisiyle bronşların arkasındaki yapıları görme şansımız oluyor. Böylece görülür olmayan bronşların arkasındaki lezyonlardan biyopsi alabiliyoruz.” dedi.
Bronkoskopi ve ultrason teknolojilerinin birleşiminden oluşan, bronşların iç ve çevresindeki dokuları ayrıntılı olarak incelemeyi sağlayan bir yöntem olan Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS), modern tıbbın önemli tanı yöntemlerinden biri olarak dikkat çekiyor. İEÜ Medical Point Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Erdal İn, son yıllarda kullanımı yaygınlaşan EBUS hakkında önemli bilgiler verdi. Birçok hastalıkta bu teknolojiyi kullandıklarının altını çizen İn, “EBUS, bronkoskopi ve ultrasonkoskopinin birleştirilmesiyle elde edilen bir tanı yöntemi. Endoskopik olarak bronşun içine kameralar vasıtasıyla görürken aynı zamanda ultrasonik olarak da bronşların arkasındaki yapıları görme şansımız oluyor. Böylece görülür olmayan bronşların arkasındaki lezyonlardan biyopsi alma şansımız oluyor. Bu tetkiki daha çok akciğer kanserinin tanı ve evrelendirilmesinde, göğüs kafesi içinde lenf nodu büyümesi yapan lenfoma gibi tüberküloz gibi hastalıkların tanısında kullanıyoruz.” dedi.
‘Dokulara zarar vermeden biyopsi yapma imkanı’
EBUS teknolojisinden önce hastaların bu işlem için ameliyat masasına yattığına vurgu yapan İn, “EBUS’tan önce bu biyopsi işlemleri ameliyatla yapılıyordu. Bu ameliyatlar sırasında hastalar genel anestezi alıyor, çeşitli ameliyat riskleri taşıyordu. EBUS’la basit bir bronkoskopik yöntemle özel bir iğne kullanarak lenf nodlarını ya da kitlelerin içinden biyopsi alıp tanı koyuyoruz. Böylece ameliyattan düşük risk ile basit endoskopik yöntemle bu işi çözmüş oluyoruz. Çoğu zaman 30 dakika süren, anestezi altında yapılan güvenilir bir işlem. Ultrasonik olarak görerek örnekleme yaptığımız için çevredeki dokulara zarar vermeden biyopsi alma şansımız oluyor. Aslında iş ameliyattan bronkoskopik işleme döndü.” ifadelerini kullandı.