Dünya Rekoru Kırdı!

Türkiye'nin dört bir yanında kan bağışında bulunan toplamda 500'e kan bağışında bulundu.  Kan Bağışlarından bir tanesini de Manisa'da gerçekleştiren Emin Şahin, Türkiye'de bir ilke imza atı. 

Dünya Rekoru Kırdı!

ÖZEL HABER: CENGİZ KILINÇASLAN
Türkiye’de bir ilke imza atan ve birçok ödül layık görülen bir kan bağışı rekortmeni Emin Şahin( 60)  500’e yakın kan bağışında bulunan Şahin bir kan bağışını da Manisa’da gerçekleştirdi. Birçok hastaya merhem olan Kan şampiyonu Şahin, dünya rekoru kırdı. Türk Kızılay’ına ve hastanelere toplamda 500’e yakın kan bağışında bulunan Şahin, kan bağışından birini Manisa’da gerçekleştirdi. 
İlk olarak 1984 senesinde bir arkadaşının annesine kan bağışında bulunan Emin Şahin, o günden sonra düzenli olarak kan bağışçısı oldu. Duyarlı vatandaş Emin Şahin, “ Türkiye’de benden fazla kan bağışında donör yoktur” diyerek, Lösemili Çocukların “Kan Dedemiz” Geldi Diyor demesi yürekleri dağladı. 
İzmir'de yaşayan 2 çocuk babası Emin Şahin (60), en büyük hobisinin kan vermek olduğu belirerek,” Adım Emin Şahin 19 Mayıs 1963’de Denizli’de doğdum İzmir’de yaşamımı devam ettiriyorum. Evli ve 2 çocuk sahibiyim 2’de torunum var. En büyük hobim kan vermek Beşiktaş kongre üyesiyim aynı zamanda divan üyesiyim bir Beşiktaş beni heyecanlandırıyor, bir de burası. ” dedi.


“6 KERE DÜNYA REKORTMENLİĞİM VAR”
Türk Kızılay kan bankasına 287. Kan bağışı yaptığını belirten Şahin “Şuanda Türk Kızılay kan bankasına 287. Kan bağışımı yapıyorum. Türkiye’de benden fazla kan bağışında donör yoktur. 1984 yılında ilk olarak bir arkadaşım annesine kan bağışında bulundum. Ondan sonrası süreçte devamlı olarak kan bağışında bulundum.  Ayrıca Hastanelere 167 tane kan bağışım gerçekleştirdim. Bunun toplamında 454. kan bağışımı da biraz sonra gerçekleştireceğim. 6 kere dünya rekortmenliğim var. Dünya rekortmenliği ise bir donör bir yılda 28 kere kan bağışı yaparsa o yılda en fazla kan bağışı yapmış ve dünya rekortmeni sayılıyor.” ifadelerini kullandı. 
“1 YILDA 366 GÜN VAR”
Kan bağışı yaptığı yılları anlatan Şahin, “1 yılda 28 ünite 4 tam kan, 24 trombosit kan anlamına geliyor. Gerçekten çok zordur ben bunu tam 6 kere yaptım. Hatta bir keresinde 2014 yılında Kızılay’ın bilgisayar yazılım sisteminde o yılda 29 kez yaptım. 1 donör en fazla 24 ‘den fazla trombosit kan bağışı yapamaz mümkün değil. Kızılay’ın bilgisayarları bu sisteme göre ayarlı. Biliyorsunuz ben emekliyim oturdum elime kâğıdımı kalemimi alarak bir hesap yaptım. 2016 yılında 25 kez kan verdim. Peki, bu nasıl oldu derseniz, 1 yıl 365 gün değil 365 gün 6 saat var. 6 saatler birleşince 366 gün yapıyor. 1 Ocakta verilen kan bağışı 29 Şubatı 1 Mart olarak kabul ediyor. 31 Aralığa ’da, 1 Ocak olarak tekabül ediyor ama tarif değişmiyor o yılda 25 tane verdim.” şeklinde konuştu. 


“4 YIL ÜST ÜSTE 28 ÜNİTE KAN VERME REKORTMENİ OLDUM”
2017, 2018, 2019, 2020 yıllarında  dünya rekortmeni olduğu belirten Şahin, “15 Temmuz hain darbe girişiminin ertesi günü Sayın Cumhurbaşkanımız 4’lü Rabia’mızı yaptı. Tek vatan tek millet, tek devlet, tek bayrak diyerek o gece ölen askerlerimizin vatandaşlarımız, arkadaşlarımız, şehitlerimiz için çok üzülünce şehitlerimizin kanına karşılık kan ile diyerek kendi kendime karar aldım.  4 kere üst üste dünya rekortmeni olacağım diye. Çok şükür 2017, 2018, 2019, 2020 yılı dünya rekortmeni oldum. 4 yıl üst üste 28 ünite kan verme rekortmeni oldum. Cumhurbaşkanımıza vermiş olduğum sözü yerine getirdim. Ama ufak tefek rekortmenliğimde var. Bir haftada 4 ünite verdiğim de oldu, 26 günde 8 ünite verdiğim günlerde. Hedefim 500 şuanda 454 kez kan verdim. 46 kez daha verdiğim zaman artık benimde yaş kemale eriyor olacak.” dedi. 


“KAN VERMEDİĞİM ZAMAN HUZURSUZ OLUYORUM”
Kan verdiği zaman kendisini zinde hissettiğini kaydeden Şahin,“İlk kan bağışını Yeşilyurt devlet hastanesinde verdim. O zamanlar bu şekilde form falan yoktu oradan başladık günümüze kadar devam ediyor. Kan vermediğim zaman huzursuz oluyorum. Alışkanlık haline geldi belki bir insan bir ünite kan ile hayat kurtardı ama bizde artık öyle bişey kalmadı çünkü bünye artık alıştı. İnsan fikren ve zikren, ruhen rahat ediyor.”  diye konuşu. 
“KANDA BİR ORGANDIR”
Can kurtarmanın önemli bir davranış olduğunu aktaran Şahin, “Önceden, Kanı yapan laboratuvarlar, cihazlar aletler kimyasallar yoktu. Kanın tek üretim kaynağı insan vücududur ve kanda bir organdır. Birçok tanıdığım profesör, doçentler ile konuştuğum zaman kanda bir organdır diyorlar.  Ben şimdiye kadar ne yaptım. 454 ünite kan bağışladım. 3 ile çarptığınızda 1300’den fazla kişiye bir organ verdim.” dedi. 


“LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR “KAN DEDEMİZ” GELDİ DİYOR”
Kan vermenin organ bağışıyla eş değer oyduğunu söyleyen Şahin, “Şunu söylemek istiyorum, bazen hastanelere gittiğim zaman onkoloji bölümünde lösemili çocukları gördüğüm zaman gerçekten çok kötü oluyorum onlar beni gördüğünde ege üniversitesi dokuz eylül hastanelerine gittiğim ve kan bağışı yaptığım zaman beni tanıyan lösemili çocuklar “Kan Dedemiz” geldi diyor. Biz kan bağışı yapmıyoruz organ bağışı yapıyoruz.” diye konuştu. 
“ONLAR BİZİM BAĞIŞLAMIŞ OLDUĞUMUZ KANLARLA AYAKTA DURUYOR”
Kan vermenin önemine değinen Şahin, can kurtarmanın önemli bir davranış olduğunu belirterek, “Düşünün bir anneyi bir babayı düşünün onlar evlatları için çırpınıyor. Yâda kanamalı bir hastayı düşünün veya Talasemi hastası düşünün halk adında Akdeniz anemisi deniyor. Talesemi hastalığı vücuda kan üretmiyor. 1 damla kan ömrü 56 ile 90 gündür. Ondan sonra vücuttan doğal yollarla gidiyor. Devamlı kendisi kan üretiyor. Talesemi hastaları asla kan üretemiyor. Onlar bizim bağışlamış olduğumuz kanlarla ayakta duruyor. Onlarda bizim kardeşlerimiz onlarda bir insan. Allah kimseye o hastalığı bulaştırmasın, kimseyi lösemi hastası yapmasın bir ünite Trombosit kanın ömrü de vücutta çıktıktan sonra 3 günle 7 gün arasında çıktıktan sonra 5 günü buluyor sonra 5 gün daha yaşıyor. Vücuttan çıktıktan 5 güne kadar verilmezse hayatını kaybediyor. Bir insanın 1 ünite trombosit kanın 48 saat içerisinde yerine koyuyor, bilemediniz 72 saatte 1 ayda bir tane 3 ayda bir tane var tabi bunu da insan da veremiyor.” dedi. 
“KAN BAĞIŞININ DÜŞÜK OLMASININ SEBEBİ?”
Her yıl 150 bin 200 bin tane insan hayatında ilk defa kan verdiğini söyleyen Şahin,  “Kan bağışının düşük olmasının  sebebi her yıl 150 bin tane 200 bin tane insan hayatında ilk defa kan veriyor. Bronz madalyaya geldiğinde 10 üniteye kadar geldiği vakit 3’de 2si düşüyor. Bronzdan gümüşe giderken yine 3’de biri düşüyor. 150 bin bağışçı başlıyorsa 10 üniteye kadar 48 Bin’e düşüyor. 48’binden başlayanlar gümüş madalyaya kadar giderken 12 Bin’e düşüyor bu sayı 12 bin altın madalya giderken bu sayı bin 200 bin 300’e düşüyor. Altından plakete giderken bu sayı bin’ in altına düşüyor. 45 ünite bin’ in altına düşüyor. 100 üniteye kadarda bu sayı 20’ye düşüyor. 100 den sonra 150 üniteye 3 kişi düşüyor.” dedi. 

NARDAL: “5 ÜLKEDEN BİR TANESİYİZ”
Türk Kızılayı Manisa Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. İsmet Nardal ise, güvenli kan temini için Türk Kızılay’ı bütün imkânları kullandığını belirterek, “Manisa Kızılay Bağış Merkezi olarak, eskiden 2005’den evvel hastaneler kendi kanlarını kendi imkânlarıyla alıyorlardı. Tabi her hastanenin kendisine göre bir düzeni vardı. Sağlık bakanlığı alt yapısı olan Kızılay 1950 yılından beri kendi yönetmeliğine göre kan alıyordu hastalara veriyordu. Hatta bu ücretli olduğu için halen daha tenkit ediliyoruz. Bizim şuanda vatandaş ile ne kan ilişkimiz var, ne para ilişkimiz var. Tamamen hastaneye kanı veririz hastane SGK’dan parasını alır. Dolayısıyla güvenli kan temini için Türk Kızılay’ı bütün imkânları kullanıyor. Dünya standartlarına göre dünyada kan standartı olan yüksek olan 5 ülkeden bir tanesiyiz. Yapılan biyolojik testlerle güvenli kan almak için bütün çabaları gösteriyoruz. Çünkü kan hiçbir zaman güvenli değildir risk vardır. Pencere dönemi dediğimiz, vücuda giren Hepatit-B, Hepatit-C, Frengi ve AIDS belli bir müddet kan damarlarında dolaştığı halde cihazlara reaksiyon vermez.” dedi.


“KAN ALIRKEN KORKUMUZ, ENDİŞEMİZ BİLGİLENDİRMENİN ÇOK İYİ OLMASI LAZIM”
Bağışçıdan kan alındıktan sonra bazı testler yapıldığını belirten Dr. İsmet Nardal, “Pencere döneminde bu tespit edecek bir cihaz yoktu. Ancak mikrop çoğalır vücutta ona karşı koyar antikor teşekkül eder. Antikor teşekkül ettiğinde cihazlar tespit eder. Dolasıyla kan alırken korkumuz, endişemiz bilgilendirmenin çok iyi olması lazım. Vatandaşlarımızın bilgilendirmeleri dışında da testler yapıyoruz, ilk olarak fiziki bir müdahale yaparız. Daha sonra hemoglobin değerine bakılır tansiyon, nabız ve ateş ölçülür. Bağışçı, Kan bağışına müsaade ederse eğer hemşireler tarafından yatırılarak 460-470 gram kadar kan alınır. O kan bölgeye taşınır. Birde testler yapılır yapılan testler 5 ya da 6 saat kadar sürer. Sağlam olan kanlar hastanelere verilmek üzere talep doğrultusunda nakledilir.” şeklinde konuşu. 
“ALLAH EMİN BEY’E UZUN ÖMÜRLER VERSİN”
“Kanlar 3 kısma ayrıldığını kaydeden Şahin, “kırmızı kısmı elektrolit beyaz kısmı trombosit ve plazma dediğimiz kısmı kanların bekleme süresi ayrı ayrıdır. Bir kanı aldığımız zaman 3 hastaya şifa oluyor. Kanlarda bir hastalık görülürse bilgisayara işlenir, kan bölgede imha olur alınan kurumada bildirilir. Bayanlarda senede 3 defa erkeklerden senede 4 defa kan alıyoruz. Kan almanın vücutta hiçbir mahsuru yok. Kemik iliği kan imal eden bir organımız hayati bir organımız. Örneğin; kemik kırıldığı zaman kemik hücresi yapar, adale kesildiği zaman adale hücresi yapar, sinir hücresi kesildiği zaman sinir hücresi yapar. Ama en devamlı yaptığı ise kan hücresidir. Kanserli ve lösemili hastalarımı için ise kök hücre alımı da yapıyoruz. Kök hücre bulmak çok zordu artık bugünün teknolojisinde kolaylaştı. Bu arada çok güzel donörümüz Emin Şahin geldi takdire şayan herkesin bu sayıya ulaşamadığı bir kişi 287 kez Kızılay’a trombosit kan vermiş. Şahin bey sağ olsun bütün madalyaları toplamış örnek bir insan tabi her vatandaştan aynı şeyi beklemek hakkımız ama kolay değil. Kan acil değil sürekli bir ihtiyaçtır. Allah kimseye kan verecek bir hastalık vermesin. Ancak bizde üst düzey yetkililer maalesef kan vermiyor. Doktoru mühendisi valisi kaymakamı fazla değil. Ama orta tabaka çok iyi kan veriyor. Allah Emin Bey’e uzun ömürler versin.” dedi.