BAŞKAN KORAY ÖZGÜRLER 'ÇALIŞANLARA EK ZAM VE REFAH PAYI VERİLMELİDİR'
Türkiye Kamu Sen Manisa Temsilciliği Başkan vekili ve Türk Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Koray Özgürler Temmuz'da verilecek olan zam + % 9,31 enflasyon farkı yetersiz olduğunu çalışanlara ek zam ve refah payının verilmesi gerektiğini söyledi.
Başkan Koray Özgürler "Görüldüğü üzere ilk üç aylık enflasyon, memur zammını alıp götürmüş. Sonraki 3 ayda ise memur zarar etmeye başlamıştır. Temmuz'da ise % 10 zam + % 9,31 enflasyon farkı alacak. % 9,31'lik enflasyon farkı memurlarımızın geriye dönük zararını telafi etmez.
Çözüm refah payındadır. Temmuz 2023'te ve Ocak 2024 aylarında bu taleplerimizi ısrarla belirtmiştik. Peki memuru zarara uğratan kim? Çalışanların bu durumuna kayıtsız kalan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı mı? , Maliye Bakanı mı? Memurlardan aldığı yetkiyi elinde heder eden yetkili sendika mı? Takdirlerinize bırakıyorum.
Sorumlu sendikacılığın gereği olarak çözüm önerilerimiz şu şekilde olabilir Ülkemizin ekonomik olarak içinde bulunduğu durumdan çıkması, kamunun finans ihtiyacının karşılanması için pek çok tedbir alınmaktadır. Geçtiğimiz aylarda da bu amaçla tasarruf tedbirleri adı altında birtakım tedbirler öngörülmüştü. Bu önlemlerin büyük bir kısmı, servis hizmetlerinin kaldırılması, koruyucu giyim yardımı, fazla mesai ödemeleri, lojman kiraları gibi kamu çalışanlarının ekonomik ve özlük haklarını doğrudan ilgilendiren konuları içermekteydi. Şimdi ise yeni vergi düzenlemeleri, elektrik fiyatlarına %38 oranında zam yapılması gibi yine dar ve sabit gelirlileri zora sokacak tedbirler alınmaktadır. Ülkemizde vergi politikası, kayıt altındakinden alabildiğine vergi tahsili üzerine kurgulanmış, dar ve sabit gelirlilerin ödediği vergi üst gelir gruplarının çok daha üzerine çıkmıştır. Dolayısıyla hali hazırda vergi ödeyenden daha fazla alarak açığı kapatmak yerine hiç vergi ödemeyen ya da ödemesi gerekenden daha az ödeyen kesime yönelmek doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu politika nedeniyle Türkiye, Avrupa’nın en yüksek dolaylı vergi oranına sahip ülkesi olmuştur. Bu nedenle vergi politikaları vergiyi tabana değil artık tavana yaymak şeklinde belirlenmeli ve herkesin gelirine göre vergi ödemesini sağlayacak, servet transferini alttan yukarı doğru değil yukarıdan aşağıya doğru gerçekleştirecek vergi sistemine ihtiyaç vardır. Aksi halde ekonomideki bütün olumsuz gelişmeler dar ve sabit gelirlilerin yapacağı fedakarlığa bağlı olarak aşılmakta, her dönemde zengin daha zengin fakir daha fakir hale gelmektedir. Bu nedenle artık memur ve emeklilerimizin üzerindeki ekonomik yükü hafifletmenin vakti gelmiştir. Memur ve emeklilerin üzerindeki bu yükü hafifletmenin yolu önce maaşları açlık ve yoksulluk sınırından kurtarmak sonra maaşlara enflasyonun üzerinde bir artış yapmaktan geçmektedir. Alım gücünü korumanın ve yükseltmenin yolu ise refah payı ödemesidir. Bu nedenle artık maaşlara ek zam yapılması da bu ekonomik şartlar altında zorunlu hale gelmiştir. Dolayısıyla her zaman ifade ettiğimiz gibi maaşlara ek zam verilmesi, refah payı eklenmesi, enflasyon farkının ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması ve vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki taleplerimizin karşılık bulması bu süreçte hayatı bir önem taşımaktadır. 2024 yılının yarısını tamamladığımız bu dönemde memur ve emeklilere verilecek %10 zamla bu dönemin atlatılamayacağı görülmelidir. Çarşı, pazarda fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç vardır. Enflasyonun hızının kesilmesi, hayat pahalılığının belinin kırılması uzun bir süre alacak gibi görünmektedir. Çalışanlara ek zam ve refah payı verilmeden bu sürecin atlatılamayacağının da yetkililerce kabul edilmesi ve bir an önce çalışandan taraf uygulamalara dönülmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.