Uçum: 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İkinci Kez Aday Olması Anayasal Bir Haktır'

Manisa Valiliği koordinesinde Cumhuriyet'in 100. Yılında Türkiye Yüzyılı Vizyonu kapsamında program düzenledi.

Saruhan Hotel'de düzenlenen programda Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Hukuk Politikalar Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Aile ve Sosyal hizmetler Bakan Yardımcısı İsmail Ergüneş birer konuşma yaptı. Programa Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, Manisa'yı Mesir'i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, Manisa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Feridun Gülgeç, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenci kulüpleri katıldı.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Hukuk Politikalar Başkanvekili Mehmet Uçum, '21. Yüzyılda dünyanın içinde bulunduğu Türkiye'nin yeri nedir? Dünyanın içinde bulunduğu duruma baktığımızda çok net bir biçimde görüldüğü gibi dünyada çıplak üs savaşları önemli hale geldi. Bütün dünyayı değerlendiğimizde ekonomik savaşlar, askeri savaşlar, siyasi savaşlar çok açık bir biçimde herhangi bir hukuk veya diplomasi referansa dayanmadan yürütülmekte ve yine dünyanın bugünkü durumuna baktığımızda milli devletler, ulusal devletler küresel güçlerle ciddi bir çatışma halinde. Hakikaten hiçbir referansın kalmadığı ne hukuk alanında ne diplomasi alanında kalmadığı adeta bir kauçuk dönemden geçiyoruz. Böyle bir dünya içerisinde Türkiye 21. Yüzyılın başında tam bağımsızlık mücadelesinde çok önemli mesafeler kat etti. Bu mücadele henüz tamamlanmış bir mücadele değil. Önemli olaylardan birisi de 2023 seçimlerinde Cumhuriyet'in 100. Yılında yapacağımız bu seçimlerde bu seçim sürecinin Türkiye'nin sadece iç dinamiklerinden kaynaklı bir süreç olmadığı, ortaya çıkmasıdır. Gerçekten baktığımızda Türkiye'nin seçimleri dünyanın bütün güçlerinin, Batı'nın bütün güçlerinin, çeşitli güç odaklarının merkezinde olan bir seçim süreci olarak yaşanıyor. Biliyorsunuz 10 Mart tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın vereceği kararla 14 Mayıs'ta 2023 seçimleri yapılacak. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak hem de Büyük Millet Meclisi seçimi yapılacak. Burada kamuoyunda ortaya çıkan tartışmalara baktığımızda halkın hakemliği üzerinden bir muhalefet yapmak yerine artık gündeme yapay tartışmaları, ileri siyaset tartışmaları, hukuku istismar eden tartışmaların getirilebildiği ve bunun üzerinden Türkiye'nin seçimlerine ilişkin bir meşrutiyet sorunu yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının iki kez aday olup olmayacağı tartışması, 6 Nisan'da yürürlüğe giren seçim kanunun 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimde uygulanıp uygulanmayacağı tartışması, karardan sonra seçimin 60 gün, 90 gün sonra mı yapılacağı tartışması. Bütün bunlar hukuk üzerinde hukuku kullanarak hukuku istismar ederek 2023 seçimleri açısından bir soru işareti oluşturmak çabasıdır ve muhalefet ne yazık ki Türkiye'nin muhalefeti Türkiye'nin iç dinamikleri üzerinden, siyasi eğilimler üzerinden hususi program üzerinden değil tam tersine dış misyonların, uluslararası güçlerin, uluslararası odakların yönlendirmeleri üzerinden muhalefet yapıyor. Halkın hakemliği üzerinden bir demokratik meşrutiyet arayışı üzerinden değil tam tersine hukuku kullanarak, hukuki istismar ederek, gayri meşru yolları deneyerek bir muhalefet peşine düştüler. Daha da vahimi açık açık söylüyorum Türkiye'nin muhalefeti bugün kendilerine 6'lı masa da desinler, kendilerine millet ittifakı da desinler ne derlerse desinler Türkiye'nin muhalefeti, bu muhalefet hükümet karşıtı muhalefet olmaktan çıkmış, devlet karşıtı muhalefete dönüşmüş. Ve öyle ki bu muhalefet Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu iddia eden bu muhalefet hem mecliste çoğunluğunu sağlayacağını iddia eden bu muhalefet yani Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetmeye talip muhalefet Türkiye Cumhuriyeti Devletini asılsız suçlamalarla itham eder duruma gelmiştir. Asılsız suçlamaların başında kimyasal silah kullanma iddiası var muhalefet bu iddiayı destekliyor. Asılsız iddiaların başında nakro devlet iddiası var muhalefet bu iddiayı desteklemiştir. Bakın Batı'nın çok etkili basın yayın mecralarına, dergilerine, gazetelerine bakın Türkiye'nin seçimleri en önemli seçim olarak görürlerken aynı zamanda Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kurtulması gerektiğini söylüyor. Birlikte hareket etmemiz gerektiğini söylüyor, muhalefete destek vermemiz gerektiğini söylüyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında terör örgütlerinden tutun emperyalist güçlerin her türlü odağında olduğu gibi geniş bir koalisyon oluşturuyorlar. Türkiye'nin yükselişine yönelik bir tedbir alma bir önlem alma çabası içerisinde oldukları görülüyor. Şimdi iki dönem tartışması onu gündeme getirmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasal olarak hakkı olan adaylığı tartışmaya açıyorlar. Bunu niçin yapıyorlar. Cumhurbaşkanın adaylığı ve 2023 seçiminde karşılarına çıkaracağı aday kimse onun üzerinden sandıkta halkın iradesiyle cumhurbaşkanının önüne geçemeyeceklerini anladıkları için o zaman seçimlere şaibe düşürmek için bu süreçte meşrutiyet tartışması yaratmak için böyle bir yola girdiler. 101. Madde birlikte yapılacak ilk Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin takvimin başladığı günde yürürlüğe girer. Bu ülkede birlikte seçim ilk kez ne zaman yapıldı? 24 Haziran 2018'de yapıldı. Peki 2023'te yapılacak ikinci seçim birlikte yapılacak ikinci seçim değil mi? Çok açık Sayın Erdoğan bir kez Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 2014'te parlamenter sistemin Cumhurbaşkanı olarak bir kere de başkan seçilmiştir 2018'de başkanlık sisteminin başkanı olarak. 2023'de de yapılacak olan seçim ikinci başkanlık seçimidir. İkinci kez aday olması anayasal bir haktır' dedi.

Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Manisa'da böyle bir toplantı düzenlenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade etti. Karadeniz, 'İçinde bulunduğumuz yüzyıl bizim için oldukça önemli. Çünkü Cumhuriyetimizin birinci yüzyılı kuruluş ve gelişmeydi. Ama bundan sonrası çağdaş ülkeler seviyesine çıkacağımız hem bilim açısından hem teknoloji açısından kendi kendine her yönden yeten bir ülke haline gelmektir' diye konuştu.

Bakmadan Geçme