OP. DR. GÜRHAN ÖZCAN: MANİSA YÜZDE 80 ENGELLİ BİR ŞEHİR
Manisa Büyüksehir Belediyesi'nin İYİ Partili gölge başkanı Op. Dr. Gürhan Özcan, usta gazeteci Nezih Varol'un kentin sağlığına ilişkin sorularını yanıtladı, Özcan Manisa'nın yıllarca biriken ve tedavi edilmeyen hastalıkları nedeniyle yüzde 80 oranında engelli bir şehir olduğunu söyledi.
RÖPORTAJ: Nezih VAROL
Merhaba Gürhan bey. 2024 yerel seçimlerinde İYİ Parti'den Manisa Büyükşehir Belediyesi için başkan adayı oldunuz, 43 bin 557 seçmenin kalbini kazanarak yüzde 4.91 oy oranına ulaştınız, bu oran ortalama olarak en yakın rakibiniz Cengiz Ergün'ün oranının 6'da 1'ine, seçimi kazanan Ferdi Zeyrek'in oranının ise 12'de 1'ine denk geliyor. Siz bu durumun bilinciyle ve büyük bir sorumluluk anlayışıyla hem siyasetten, hem de seçmenlerinizden kopmamayı tercih ederek gölge belediye başkanlığı için kolları sıvadınız. Mevcut başkanı yakından izliyor, halk adına yaptığı olumlu hizmetleri destekliyor, yapması gerekenleri gösteriyor, eksik veya yanlış yaptıklarını da eleştiriyorsunuz. Bu yaklaşımınızla diğer siyasi partiler ve siyasetçiler adına da iyi bir rol modelsiniz. Ben de sizin için, temsil ettiğiniz mesleğinizden esinlenerek ve şehirlerin de birer yaşayan organizmalar olduğu gerçeğinden yola çıkarak bir kaç soru hazırladım. İlk sorum şöyle:
1.Manisa'nın beyinsel yapısını nasıl buluyorsunuz? İdrak, muhakeme, kurum ve kuruluşlar -nöronlar- arası iletişim, etkileşim, ortak akıl oluşturabilme, ortak akıl yürütebilme, hedef koyma, amaca ulaşma gibi kavram ve eylemler üzerinden değerlendirebilir misiniz?
Op. Dr. Gürhan Özcan: Her şeyden önce bana böyle bir fırsat tanıdığınız için teşekkür ederim, biliyorsunuz benim Büyükşehir Belediyesi için başkan adaylığımdan önce de 28'inci dönem milletvekili adaylığı dönemim oldu. Ben milletvekilliği adaylığı dönemimde 17 ilçenin tamamını en ince ayrıntısına kadar dolaştım, sorunların tamamını notlarıma aldım, gittiğim ilçelerde sorunları yerinde tespit ettim ve sıkıntıları bilen arkadaşlardan gruplar kurarak devamlı olarak bilgi aldım. Sonrasında belediye başkan adaylığımda bu bilgiler benim için çok kıymetli oldu. Belediye Başkanlığı seçiminin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen 17 ilçede aynı grupla bağlarımızı koparmadan sorunların üzerlerinde istişareler yaparak sizler kanalıyla, basın yoluyla dile getiriyorum. Ayrıca benim diğer adaylardan farkım her gün değişik ilçelerden, değişik mesleklerden yaşlısı, genci hastalarım oluyor, bu hastalarım sayesinde bölgeleri hakkında, sorunları hakkında insancıl olarak konuşuyoruz, her gün en az 50 hasta, bu hastaların 100'e yakın yakınları ile görüşmelerim oluyor, bundan dolayı gündemi, sorunları çok canlı olarak gündeme taşıyabiliyorum, sizinle yaptığım bu röportajdala da bu sorunları aktarma fırsatım olacak.
Şimdi ilk sorunuzun yanıtını vereyim; Adaylığım süresince her ortamda şunu dile getirdim, şehirler bir mozaik desenine benzer, sadece bir kesim yaşamaz, onun için bir şehrin sorununu ortadan kaldırmak, bir grubun sorununu çözmekle olmaz. İşte burada sizin sorunuzun cevabı devreye giriyor, yani ortak akıl ve sesli düşünmek çok önemli. Ne yazık ki Manisa'da ortak akıl ve sesli düşünme cesareti yeterince gelişememiştir, sadece birkaç grubun kendi çabalarıyla oluşturduğu cemiyetler ile veya doğa, çevre gönülleri ile bir takım uyarılar ve çözümler sunuluyor, ama bunlar çok yetersiz kalıyor. Projelerimin başında öncelikle 17 ilçeden basın grubu kurmak geliyor, çünkü basın her şeyi anında, tarafsızca ortaya koyabilmektedir. Yine 17 ilçede bu şehre hizmet etmiş, bu şehirde uzun yıllar yaşamış, bu şehrin sorunlarını, dertlerini dert edinmiş insanlardan kuracağım ortak akıl komisyonları olacaktır. Bunlar hiçbir maddi beklenti içinde olmayacak, tek amaçları gelecekte şehrimize güzellikler kazandırabilecek projelerde yeralarak fikirler üretmek olacaktır. Keşke şimdiki yönetim bunu yapsaydı. Manisa'da gördüğüm kadarıyla siyaset yönünden, yerel yönetimler yönünden her dönemin adamları oluyor. Öyle ki önceki dönem belediye başkanı ile birlikte çalışmış, sonrasında birlikte çalıştığı başkan ile yolları ayrılmış bu kişiler hiç boş durmayıp, yeni başkan ile birlikte akıl ve yön vererek, bu kez bu başkan ile birlikte oluyorlar, ben bunlara her dönemin adamları diyorum. Kardeşim kenara çekilin, sivil toplum örgütlerinde fikirlerinizi paylaşın, bu yönden şehre faydalı olun, ama amaçları bu değil, bunun için de Manisa sesli düşünmüyor, güce göre hareket ediyor, böyle olunca da sorunlar gün yüzüne çıkmıyor. Her dönemin adamı olan bu kişiler yanında olduğu başkanları da yanlış etkiliyor.
2.Manisa'nın kalp-damar sağlığını nasıl buluyorsunuz? Şehir merkezinde (Kalbinde) başlayıp ana yol (Ana damar) ve dar yollarda (Kılcal damar) yaşanan, birbirini tetikleyen, özellikle fabrikalar, resmi daireler ve okulların giriş-çıkış saatlerine denk gelen sıkışmalar ve otopark sorunu nedeniyle kaldırımlara park edilmesini de kapsayan tarafik sorunları olarak ele alabilirsiniz.
Op. Dr. Gürhan Özcan: Manisa merkezde bulunan 2 ilçe diğer 15 ilçeye örnek olmalı, parklarıyla, sosyal tesisleriyle, yollarıyla, temizliğiyle, belediyelerin ulaşabilir ve erişilebilir olmasıyla, yani merkez bir şehrin aynasıdır. Ne yazık ki yıllardır Manisa merkez ilçede alternatif güzergahlar planlanmamış, sadece son başkan caddeleri ışıklandırmış, yeni aydınlatma direkleri koymuş, seçimden bir yıl önce şehir merkezini şantiye alanına çevirip olan kaldırımların üzerinde -bu kaldırımlar da ana arter güzergahı olanlar- taşlar sökülüp traverter mermerler konulmuş, yani seçim öncesi rötuşlar yapılmış. Manisa hızlı göç alan, fabrika bölgeleri hızla gelişen, yüksek katlı lüks binaların yapıldığı, sıkışık durumda olan, şehir trafiği fazlaca yük getiren bir hal almış ve alıyor. Yunusemre Belediyesi ile askeri kışla arasındaki 300 metrelik bağlantı yolu bile bir nebze o bölgedeki trafiği rahatlattı. Belediyeler alternatif bağlantı yolu üreten, trafik akış yoğunluğunu azaltan, güzergahlar tespit eden, gerekirse yolun yoğun olan tarafını ikiye bölüp rahatlatan fikirlerin üretildiği ve uygulamaya koyduğu yapılardır. Benim projem olan Keçiliköy Mezarlığı'ndan girip Şehir Hastanesi'ne çıkacak alternatif güzergah yapılmalıydı, şimdi Ferdi Başkan bir toplantıda bu yolu yapacağını açıkladı, bu da iyi bir gelişme, ayrıca Menemen'den gelen, Muradiye'den önce Üçpınar istikametinde devam edip Saruhanlı yoluna çıkacak bir güzergah da olmalıdır. Şehir içine ne kadar az araç sokarsak o kadar rahatlarız. Tabii ki bu hükümetin alacağı bir karar, artık resmi daireler şehir içlerine yapılmamalıdır, çünkü trafik yoğunluğunu azaltmanın bir çözümü de kamu binalarının şehir dışına taşınmasıdır. Zaten o binalarda işi olanlar araçları yla gidiyor. Örneğin Tarım İl Müdürlüğü yeni binası keşke Veziroğlu veya Karaağaçlı bölgesine yapılsaydı, aynı şekilde vatandaşın devamlı olarak gelip gittiği binalar haricinde hepsi şehir dışına taşınmalı. Otopark sorunu artık sorun olmaktan çıkmış, kansere dönüşmüştür, mahallelerde araçlar yan yana ikili bırakılıyor, bu da yetmiyor kaldırımlara çıkılıyor, bu da yetmiyor duraklara bırakılıyor, ama bu da yetmiyor, çünkü yıllardır yeni otopark yapılmıyor. Malta Otoparkı yakında açılıyor, bu çok yetersiz, acilen cep otoparkları, portatif katlı sökülebilen, dar alanda çok araç alan, tüm dünyanın uyguladığı otoparklar yapılmalıdır, örneğin Ulupark'taki otopark 50 araç alıyor, bu alana portatif otopark yapılsa iyi olur, projesini yaptırmıştım, 200 araç alacak otopark uygulamaya konabilir. Bu belediye kırmızı yolları yeşil yol yaptı, evet trafik akışında özel araçlara da izin verdi ve trafiği bir nebze rahatlattı, ama güvenlik olarak İnşallah sıkıntı yaşamayız. Burada bir sorum olacak, bu kırmızı yol elektrikli büyük otobüsler için yapıldı, elektrikli otobüsler ne oldu? Eğer başka bir şehre satıldıysa bunun açıklanması lazım. Muradiye'de yaşayan vatandaşlar ve öğrenciler Manisa merkeze gelmekte sıkıntı çekiyor, aynı Hindistan gibi insanlar otobüslerde zorlanarak, istif halinde yükleniyorlar, buna acil çözüm bulunmalı. Elektrikli araçlar kampüs ile Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi arasında çalışabilir, şehir merkezlerine girmeden, bununla ilgili açıklamaları bekliyorum.
3.Manisa'nın psiko-sosyal ve duygusal durumu nedir? İnsan ilişkileri, kente bağlılık, tarihi ve kültürel mirasa, eserlere, değerlere, festivallere sahip çıkma, gelenek ve görenekleri yaşatma, koruma, geliştirme, bu anlamdaki günleri kutlama eğilimlerini nasıl görüyorsunuz?
Op. Dr. Gürhan Özcan: Manisa ilçeleri ile birlikte tarihi, doğası, kültürü oldukça etkilidir. Her gelen siyasetçi Şehzadeler Şehri, Fatih'in Şehri, Saruhan Bey'in Şehri diye söze başlar. Hristiyanlar için önemi büyük olan 7 kiliseden 3 tanesi Manisa'da, ilk para Manisa'da basıldı, buna rağmen şehrimiz turizmden pay alamamaktadır, sebebi ise yeterli tanıtım ve turizmi canlandıracak sosyal alanların olmamasıdır. Geleneksel Mesir Festivalimiz var, ama etkinliklerimiz panayır gibi, küçük esnafların oluşturduğu stantlar ile fuar yapıyoruz. Vatandaşlarımız fırsat bulduğu her zaman yakınımızda olan İzmir'e gidiyor, Manisa İzmir ayağını bir türlü kesemiyor. Burada görev yerel yönetimlere, Turizm Bakanlığı'na düşmektedir. Ben şöyle diyorum, un var, şeker var, yağ var, niye duruyorsun, helva yapsana. Sanayi ve tarım şehrine fuar alanı asla yakışmıyor, benim projelerimden bir tanesi de sosyal tesisi olan, toplantı odaları olan fuar merkezi yapmaktır.
4.Manisa'nın kas yapısını, kas gücünü nasıl buluyorsunuz? Manisa'da insanlar fiziksel aktivitelere önem veriyor mu? Sportif faaliyetlerde bulunmak istiyor mu? İstiyorsa tesis veya ortam bulabiliyor mu? Buluyorsa gelişim gösterebiliyor mu? Profesyonel anlamda başarılı mı? Üst liglerde bireysel veya takım halinde mücadele edebiliyor mu?
Op. Dr. Gürhan Özcan: Bir ortopedi hekimi olarak spora çok önem veriyorum, o kadar yoğun iş tempom var, buna rağmen iş çıkışı muhakkak 1,5 saat spor yaparak evime gidiyorum.
Manisa halkı geçim derdi olmasa belki zamanla daha çok sportif faaliyetlerde bulunacaktır. Arazilerde, Spil Dağı'nda, Yunt Dağı'nda vakit geçirerek, sağlıklı yaşamak adına güzel vakit geçirecekler, ama yeterli alanları, spor kompleksleri yok denilebilecek kadar azdır. Bu şartlarda maddi durumu iyi olan kişiler özel spor salonlarında düzenli spor yapmaktadır, ama çoğu sanayide asgari ücretli ve ağır koşullarda çalışan halkın bu şartlarda spor salonlarına gitme şansı yoktur.
5.Manisa'nın akciğerlerini sorunlu buluyor musunuz? Sanayisi her geçen büyüyen, hızlı nüfus artışı yaşayan, bu sonuçlara bağlı olarak araç sayısı da çoğalan kentin hava kirliliği sorunu var mı? Ölçümler düzenli ve güvenilir kuruluşlar tarafından yapılıyor mu? Kentin akciğerleri olan ormanlar mevcut kirlenmeyi temizleyebiliyor mu?
Op. Dr. Gürhan Özcan: Bence en büyük sorunların başında hava kirliliği geliyor, bizler gözlerimizle görmüyoruz, ama ağır metaller havada ve biz bunları solumak zorunda kalıyoruz, işte sanayinin en büyük dezavantajı hava kirliliği, buna karşı gerekli önlemlerin alınmaması, her geçen gün yeni fabrikaların açılması tehlike yaratıyor. Belki iş gücüne istihdama faydası var, ama sağlıklı ortam her geçen gün azalıyor. Küresel iklim krizi, doğamızın yok olması, yangınlar, çevre kirliliği, Gediz Nehri'nin her geçen gün kirlenmesi, gerekli tedbirlerin alınmaması sonucunda şehir büyüyor, ama sağlığımız elden gidiyor. Dünyada insan başına düşmesi gereken yeşil alan ve ağaçlandırma oranları belirlenmiş, yerel yönetimler ona göre hareket ediyor, ama bizde mevcut boş alanlar imara açılıyor, imara açmakla kalmıyor, yüksek katlar emsal artışları veriliyor, birileri bu işten büyük rant elde ediyor. Rant elde edenlerin zaten yazlığı var, dağevi var, onlara koymuyor. Örnek vermek gerekirse yıllardır atıl durumda olan Cider Fabrikası'nın alanını keşke emsali arttırmadan önce Büyükşehir Belediyesi kendisi satın alıp o bölgede yaşayan insanların en büyük ihtiyacı olan yeşil alan ve kent parkların olduğu alanlar yapsaydı. O bölgede yaşayan insanların kahvehaneler harici gidecekleri yer, alan yok. Bakın Güzelyurt'ta önce Kentpark yapıldı, arkasından 10 ile 20 milyon TL. arasında fiyatlarla daireler inşa edildi.
6.Manisa'nın mide ve bağırsak ağrısı var mı? Başta kirletilen ve sağlık sorunu yaratan Gediz Nehri'nin durumu, kanalizasyonların durumu, bakımı ve iyileştirilmesi, Şu Arıtma Tesisi ve Katı Atık Berteraf Tesisi'nin yeterliliği üzerinden değerlendirebilir misiniz?
Op. Dr. Gürhan Özcan: Benim hekimliğim nedeniyle sorularla bağlantı kurmuşsunuz, çok etkileyici olmuş, teşekkür ediyorum. Dünyanın en iyi 3 havzasından biri Gediz'dir, ancak sanayi fabrikalarının artıklarının kanallar vasıtasıyla Gediz Nehri'ne bırakılması, yoğun miktarda kullanılan tarım ilaçları, gerekli kontrollerin yapılmaması, cezaların caydırıcı olmaması sonucunda, içinde yüzeceğimiz, balık tutup yiyeceğimiz Gediz hayali artık ortadan kalkmıştır. Aynı şekilde Gölmarmara Gölü'nün kurumuş olması ilimiz için büyük kayıptır. Burada önceki dönem belediye başkanları ile milletvekilleri bu durumdan sorumludur. Şehrin gelişmiş olması, çeşmelerinden akan suların içilmesiyle doğru orantılıdır. Manisa'da özellikle merkezde bu mümkün değildir. Sularımız bakımsız, boruları bakımsız, alt yapısı yıllardır ihmal edilmiştir, kanalizasyon hatları ile su hatlarının yer yer karıştığı dönemler olmuştur, bu nedenle salgınlar yaşıyoruz. Bence ne ciğerlerimiz, ne de damarlarımız sağlıklı değil. MASKİ'nin faaliyetleri konusunda detaylı bilgi almak gerekiyor, ama evsel suların arıtılıp tarım alanları sulamasında kullanıldığını biliyoruz, katıatık bertaraf tesisinin de atıkları enerjiye çevirdiğini, ama bunların ne kadar yeterli olduğu konusunda yetkililerden bilgi almak gerekiyor.
7.Manisa insan olsaydı ve tam teşekküllü bir devlet hastanesinden engelli sağlık kurulu raporu talep etseydi, yüzde kaç engelli çıkardı?
Op. Dr. Gürhan Özcan: Güzel bir soru, yani buna kurum bazında da bakmak gerekir, ama görülen köy kılavuz istemiyor; ulaşım kötü, trafik kötü, otopark kötü, havamız kötü, yeşil alanlar, piknik alanları yetersiz, insanlar İzmir girişinde yol kenarında piknik yapmak zorunda kalıyor, yani sorunları saymakla bitiremeyiz, tüm sorunları dikkate aldığımızda Manisa en az yüzde 80 engelli bir şehir diyebilirim. Tabi ki bu engel bir yıl içinde olmadı, önceki dönem yerel yönetimlerin sadece seçime bir yıl kala çalıştıklarını gördük. Bu sorunlar üst üste birikmiş halde. Düşünün 10 yıla yakındır şehirde imar planı yapılamıyor, imar olmayan bir yer de düzen olmaz. Yeni yönetim imarı mahalle muhtarları ile halka soracağını söylüyor. Halkın talebi önemli ama, sizin kadrolarınız bu işi planlayıp halkın önüne koyacak, kendi fikirlerini, kendi düşüncelerini, kendi projelerini ortaya bırakacak ki, halk düşünsün, karar versin. Yok mu şehrimizde mimarlar odası, var, inşaatçılar odası, var. Belediyede o kadar çalışan ve çok sayıda şehir planlamacısı var, bunları hiçe sayıp muhtarlar ile mi plan yapacaksınız? Ne yapıp, ne edip üniversite gençlerini şehrimizde tutmalıyız, cefasını bizler çekiyoruz, sefasını İzmir sürüyor. Burada yerel yönetimlere büyük iş düşüyor.